At
meydanının arka tarafına ramazan dolayısıyla uzun bir çarşı kurulmuş. Çarşıda
çeşitli yiyecek standları (ünlü baklavacılar, dondurmacılar kahveciler), süs
eşyası tezgahları ve geleneksel türk sanatları standları bulunuyor.
İlk girişte son
derece yöresel bir ekmek tezgahı vardı. Tezgahın hemen yan tarafında ise
leblebici yerini almıştı. Etrafı saran kavrulmuş leblebi kokusu oruçlu iken
daha bir güzel geliyordu J
Çarşı içinde
biraz ilerleyince geleneksel türk el sanatlarının tanıtıldığı tezgahlarla
karşılaştık. Örneğin; bir cam ustası marifetlerini sergiliyor ve çok güzel cam
objeler üretiyordu.
Biraz daha
ilerleyince ebru sanatının gösterildiği bir stand gördük. Hatta 5 tl
karşılığında isteyen misafirler ebru çalışması yapabiliyor.
El yapımı bu
bebekler de çok şirindi. Eve gelince almadığıma pişman oldum L
Boza tezgahı
ve bakır eşyaların satıldığı tezgahlar da yerini almıştı. Yaz günü boza içmek
cazip gelmediği için bu tezgaha uğramadık.
Çarşıyı
gezdikten sonra Sultanahmet meydanında bir tur attık ve iftar saati geldi.
Orucumuzu bozup, karnımızı doyurduktan sonra tekrar çarşı içine girdik ve
dondurma ile yiyecek faslını noktaladık. Biz dondurmamızı alırken coşkulu sesler
gelmeye başlamıştı. Ön tarafa doğru ilerleyince minik bir amfi tiyatro kurulduğunu
ve mehter takımının sahne aldığını gördük. Biraz seyrettikten ve sonrasında eve doğru yola çıktık.