1 Ekim 2012 Pazartesi

Elveda Rumeli, Hoş Bulduk İstanbul

Ben balkanlardan göçmüş bir ailenin evladıyım. Baba tarafım 93 harbi denen Osmanlı-Rus savaşı sonrası Bulgaristan’dan göçmüş. Yani bizim göçmenliğimiz tam 134 yıl öncesine dayanıyor. Osmanlı Devleti, 1878 yılında gerçekleşen Rus savaşı esnasında ağır bir yenilgi almış ve balkanlardaki topraklarının büyük bir kısmını kaybetmiş. Akabinde de balkanlardan bugünkü topraklara zorunlu göç başlamış.Orada yaşayan büyük dedelerim topraklarını,mal varlıklarını, eşlerini-dostlarını, hayallerini bırakıp bir kağnının üzerinde yola çıkmışlar. Günlerce süren yolculuk esnasında yolda hastalanıp ölenler, çeteler tarafından çeşitli işkencelere maruz kalanlar ve tecavüze uğrayanlar olmuş. Aşağıda sözleri bulunan, Erdal Güney’in söylediği Şafaktakiler şarkısı bu göç sürecini en güzel şekilde özetleyen şarkılardan biridir. Etkileyici müzik ve seslerin bir araya geldiği bu şarkı beni çok duygulandırır.

Gelelim göç sonuna…Zorlu yolculuktan sonra göçmenler bugünkü Trakya bölgesine ve İzmir civarına yerleşmişler. Yani bugünkü Trakyalılar çıkmışortaya . Her yöre halkının bir takım ortak özellikleri vardır.Aynı şekilde balkan göçmenleri de kendi içlerinde benzerlikler gösterir. Çoğunluğu sarışındır, gelenek ve göreneklere önem verirler, eğlenmeyi çok severler, sağlam içer, muhabbete doymazlar, tutumludurlar, kız çocukları kıymetlidir ve etliye sütlüye pek karışmazlar (sanırım bu göçmen olmanın getirdiği korkunun hala devam etmesinden kaynaklanıyor)

Ben eşsiz şehir İstanbul'da doğup büyüdüm.İstanbul'un her karışını sevdiğim için kendimi şanslı hissediyorum ama "suyun öteki tarafından" hikayeler de her zaman ilgimi çekiyor.

Şafaktakiler
Yağdı kurşunlar yırtıyor geceyİ
Korku dağları sarmasın yüreğim
Açmasın güller yolunda göçün
Yurdumdan uzak atmasın yüreğim

Yar yazman işli, yazgımın karası
Ayrılık tutmuş, elinin kınası
Gelse de rumeli elveda sırası
Gölgemden uzak, atar mı yüreğim?

Alıcı kuşlar bekliyor geceyi
Zincire vursan durur mu yüreğim?
Ayrılık verme, sen kadir mevlam
Yarimden uzak, atmasın yüreğim

Yar yazman işli, yazgımın karası
Ayrılık tutmuş, elinin kınası
Gelse de rumeli elveda sırası
Gölgemden uzak, atar mı yüreğim?

4 yorum:

  1. Çok ilginç hatıralar var göçmen ailelerde... Eminim sizin ailenizde de vardır.

    YanıtlaSil
  2. Radyo Momentosda yayınladığım Blog Dünyasında Bu Hafta programı için bloğunuzu incelerken bu yazıya yorum bırakmadan geçemedim. Ben de eski Yugoslavyada göçen bir ailenin İstanbul' da doğan ikinci torunlarıyım. Hep ordaki güzel hikayelerle büyüdüm ve 2019 da gidip tüm Balkanları dolaşmak, görmek ve aşık olmak nasip oldu. Tekrar ve tekrar gitmek isteği yaratıyor o bölge. Sizi ve göçen atalarınızı çok iyi algılıyorum. Duygu ve yaşam zenginliğimizin sebebi onlar, selamlar olsun. 🙏🌹

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yugoslavya baştan başa çok güzel bir bölge. Ben de 2013 yılında gezme şansı elde ettim. Bosna'yı ayrı, Makedonya'yı ayrı Karadağ'ı ayrı sevdim. Selam olsun suyun öteki tarafına...

      Sil